Kur'an Yeter


Hadisler Peygamber adına yüzyıllar sonra uydurulan bir şeytani sözlerdir. Kur’an’da “hadis” kelimesi hangi ayetlerde hangi anlamlarda kullanıldığına bir bakalım.

33:53(Ahzab 53.ayet): Ey inananlar, peygamberin evine, yemeğe çağrılmadan girmeyin. Öyle bir çağrıyı da beklemeyin. Çağrıldığınız vakit girebilirsiniz. Yemeği yedikten sonra ayrılıp dağılın. Hadislere (sözlere) dalmayın. Bu durum peygamberi üzüyor; ancak size bildirmekten utanıyordu. Allah gerçeği bildirmekten çekinmez. Onun hanımlarından bir şey istediğinizde onu bir perde ardından isteyiniz. Bu sizin kalbiniz ve onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Allah'ın elçisini üzmemelisiniz ve ondan sonra onun eşleriyle asla evlenmemelisiniz, zira bu, Allah katında pek büyük bir günahtır.

Yukarıdaki ayette “hadislere dalmayın” demekle Muhammed’in ve arkadaşların hadise(söze) dalmalarına eleştiriyor ve dağılın demektedir. Bu ayette Muhammed’in hadisinin dinlenmesini eleştiriyor ve dağılın demektedir.

31:6(Lokman 6.ayet): İnsanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.

Yukarıdaki ayette insanları “temelsiz hadisler” insanları saptırır demektedir. Kur’an’da yine bir olumsuz anlamda kullanılan “hadis” kelimesidir.

45:6(Casiye 6.ayet): Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz Allah'ın ayetleridir. Allah'tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar?

Yukarıdaki ayette “hadis” kelimesi yine olumsuz anlamda kullanılmaktadır.

66:3(Tahrim 3.ayet): Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir hadis söylemişti. Eşi bunu yayınca, Allah onu bundan haberdar kıldı. Ona durumun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber konuyu eşine açınca eşi, "Bunu sana kim haber verdi?" diye sordu. "Herşeyi Bilen ve herşeyden Haberdar olan bana bildirdi," diye cevapladı.

Peygamberle ilişkili olarak "Hadis" (söz) kelimesi iki kez kullanılır. Biri burada diğeri ise, 33:53 ayetindedir. Burada, Peygamberden işitilen Hadisin başkalarına yayılması eleştiriliyor, 33:53 ayetinde ise, Hadislerin dinlenilmesi eleştiriliyor. Geleceği bilen Allah, Hadis, Sünnet ve İcma denilen üçlemeyi Kuran'a şirk koşanları her yönüyle mahkûm etmektedir. Bak 33:38; 45:6.



Kur’an en güzel hadistir.

4:87(Nisa 87.ayet): ALLAH: O'ndan başka tanrı yoktur. Gerçekleşmesi mutlak olan diriliş gününde sizleri biraraya toplayacaktır. ALLAH'tan daha doğru hadisli/sözlü kim olabilir?

Kur’an dışında kullanılan “hadis/söz” kelimesi hep olumsuz anlamındadır.(Bak:7:185-45:6-52:34-77:50)

Elçi’nin tek görevi Tebliğ’dir.
5:92-ALLAH'a uyun, elçiye uyun, dikkatli olun. Yüz çevirirseniz bilesiniz ki elçimize düşen görev, açıkça bildirmektir.
5:99-Elçiye düşen görev sadece duyurmak. ALLAH ise açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
16:35-Elçilere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.
16:82-Yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.

Kur’an Dini Konularda Eksiksiz Bir Kitaptır.
6:38-Kanatlarıyla uçan kuşlar dahil yeryüzündeki tüm yaratıklar sizin gibi birer toplum. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rab'lerinin huzuruna toplanacak.

Hüküm Yalnız Allah’ındır.
12:40-"O'ndan başka hizmet ettikleriniz, sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden ibarettir. ALLAH onlara herhangi bir güç vermemiştir. Hüküm ancak ALLAH'ındır. Yalnızca kendisine hizmet etmenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur. Ne var ki halkın çoğu bunu bilmiyor."

Kur’an Yeter.
16:89-Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün… Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

29:51-Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda gerçeği onaylayan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

Kur’an’ı Allah açıklar.
75:17-18-19-Onu toplamak da okutmak da bize düşer. Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle. Sonra, onu açıklamak da bizim görevimizdir.
Hadis kitaplarını eleştiriyor.
68:36-37-38-Neyiniz var, ne biçim hüküm veriyorsunuz? Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz? Ve içinde her dilediğinizi bulabiliyorsunuz?

Muhammed, Din Gününde İnsanlardan Şikayetçi Olacaktır.
25:30-Elçi de "Rabbim, halkım Kuran'ı terketti" der.

Muhammed peygamberin vefatından kısa bir süre sonra, Kuran'ı yeterli görmeyenler, uydurdukları haramları, yalanları ve hikâyeleri Tanrı'ya ve elçisine "Hadis ve Sünnet" adı altında yakıştırmaya başladılar. Muhammed peygamberin halkı bu öğretileri izleyerek ve mezhepler halinde kurumlaştırarak Kuran'ı terketmiş bulunmaktadır. Doğru ile yanlışın karıştırıldığı bu öğretileri izleyenler, Muhammed peygamberin şefaatinin kendilerini kurtarmasını beklerken, 78:38 ve 19:87 ayetlerinin tecellisi olan 25:30 ayetindeki şikayet ile karşılaşacaklardır. Kuran, peygamberleri ve evliya denilen kimseleri putlaştıran kimselerin ileri sürdüğü şefaat anlayışını tümüyle reddeder (2:48; 10:18). Yargı gününde tüm yetki Tanrı'nın yanındadır. Kuran'ın kabul ettiği şefaat, Tanrı'nın hükmünü tasdik etmekten başka bir şeye yaramayan etkisiz bir faktördür (78:38). Peygamberler ve erdemli insanlar cezayı hak eden hiç kimseyi kurtaramaz (9:80; 74:48). Muhammed peygamberin biricik şefaati, kendisinden medet umanların beklediklerinin tersine olumsuz olacaktır (25:30). Bak:2:48.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİNA

Nisa/Kadın Suresi 34.ayet (4:34)

Kur'an'da Kurban Kesmek Var Mıdır?