Kayıtlar

Mart, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur'an'da Kıraat Farklılıkları (2)

İnşallah önceki yazımın devamı olacak. Şu an paylaşacağım kıraat farkı Kur'an'da en önemli kıraat farkıdır ve ayeti 180 derece farklı anlamamıza sebep oluyor. Aslında bu ayet çok bilinen bir ayettir ancak kıraat farkı üzerine hiç durulmaz.  4:3-Yetimler konusunda adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, sakınca olmayan Kadınlardan, ikişer, üçer, dörder evlenin. Eğer adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir taneyle veya yanınızda size bağlı olanla yetinin. Haksızlık yapmamanız için, böylesi daha uygundur.(Ali Rıza Meali) Yukarıdaki ayette geçen "فَانْكِحُوا(fenkihu/evlenin)" ifadesi ayetin kritik yeridir. Kelimeyi böyle okuduğumuz zaman çok eşliliğe izin verildiğini ve gelenek yetimlerle evlenebileceği anlamını çıkarmaktadır. Ayeti if'al babı şeklinde okursa "feenkihu" olur bu sefer de evlenin değil; evlendirin olur. Yani biz o kişilerle ikişer, üçer, dörder evlenmiyoruz. Sahip olduğumuz yetimleri evlendiriyoruz. Gördüğünüz gibi farklı bir kıraat

Kur'an'da Kıraat Farklılıkları (1)

Son birkaç aydır kıraat ilmi üzerine ilgileniyorum. Düşünceme göre kıraat ilmi, Kur'an'dan sonra en önemli ilimdir. Kur'an'ı anlamamıza yardım etmektedir. İnşallah bu yazımda Kur'an'da var olan kıraat farklılıkları üzerine örnekler vereceğim.  39:36-Allah kuluna yetmez mi... Yukarıdaki ayette geçen "عَبْدَهُۜ" ifadesini fial vezni haline getirerek okuyanlar olmuş, böyle okununca da ayet şöyle olmaktadır: Allah kullarına yetmez mi? Yukarıdaki kıraata ilk başta ben eleştiri getirmiştim, "fial vezni olması için elif harfi olması gerekir." Ancak sonra eski mushaflar üzerine düşününce bunun gerek olmadığını gördüm. Bana göre bu kıraat hem Arapça diline hem de Kur'an'ın ayetlerine uygundur.  2:259 ayetinde geçen "نُنْشِزُهَا(nunşizuha/düzenledik)" ifadesinde ze harfinde ihtilafa düşülmüş ve ze harfi yerine "ra" şeklinde okuyanlar olmuş. Bildiğiniz gibi en eski mushaflar da nokta bulunmamaktadır. Bu sebeple harfler tam ay

Resul ve Nebi

 Nebe Arapça dilinde "haber" anlamına gelmektedir. Nebi ise "haber getiren" anlamına gelir. Türkçemizde nebi yerine peygamber kelimesini kullanıyoruz. Resul ise Türkçe diline "elçi" olarak çevrilir. Türevleri olan mürsel "gönderilen" demektir, mürsil, "gönderen" demektir.  Kur'an'da Nebi Müminlerin nebilere iman etmek mecburiyeti vardır. (2:136-2:177-3:84) Allah nebilere kitap ve hikmet verir. (2:213-3:81-19:30) Nebiler salih kişilerdir. (3:39) Nebi ganimet malını çalmaz. (3:161) Nebilerin insanlardan ve cinlerden düşmanları vardır. (6:112-25:31) Nebiler insanlara Allah'ın emirlerini iletirler. (7:157) Savaş durumu hariç hiçbir nebi esir alamaz. (8:67) Allah nebilerin bir kısmını diğer kısmına üstün kıldı. (17:55) Nebiler aynı zamanda Resul olan kişiler. (19:51-19:54) Şeytan nebileri saptırabilir. (22:52) Son nebi Muhammed. Bu ayet Resul ile Nebi arasında fark olduğunu da bizi gösteriyor. (33:38) Kur'an'da Resul Resu