Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur'an'a Göre Zekat/Sadaka

 Zekat kelimesinin anlamı artış, bereket, arınmak ve temizlik gibi anlamlara gelir. (RÂGIB el-İSFAHÂNÎ Müfredat sayfa 459) Kur’an’da zekat ile ilgili birçok ayetler mevcuttur.   Zekat ve salat gibi ibadetlerin nasıl yapılacağı İbrahim peygambere bildirildi. 21:73-Biz onları, emrimize göre yol gösteren önderler kıldık. Onlara iyi işlerin nasıl yapılacağını, namazın nasıl gözetileceğini ve zekatın nasıl verileceğini vahyettik. Onlar bize kulluk edenlerdi. Allah zekat verenlere rahmet edecektir. Zekat çok önemli bir ibadettir. 7:156-"Bu dünyada da bizim için iyilik yaz, ahirette de... Biz sana yöneldik." Dedi ki: "Azabım dilediğim kimseye dokunacaktır . Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır; onu özellikle: erdemli bir hayat sürenlere, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım ." Zekat Kimlere Verilir? 2:215-Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: " İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle

Firavun ve "İslam" Ülkeleri

  Kur’an’ın en çok bahsettiği kıssalardan birisi de Firavun kıssasıdır. Kur’an, Firavunun toplumdan çok bahseder. Mısır toplumu niçin Firavuna uydular? Rabbimiz, bu sorumuza cevap veriyor. 43:54-(Firavun) Halkına baskı yaptı ve halkı da ona boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış halktı. Yukarıdaki ayette geçen “haffe( خفف) ” kelimesini “baskı” yapmak şeklinde çevirdim. Mealler genellikle “küçümsedi/yanılttı/aldattı” diye çevrilmiş. Onların çevrisi de doğru.   “Haffe” kelimesi aynı zamanda “baskı(pressive)” anlamına gelir. (Hans Wehr 4th ed., page 288) Firavunun yandaşlarını tanıyalım. Haman, Karun ve Sihirbazlar. Karun, Firavunun finansal yönden destekleyicisi. (28:76) Haman, askeri güç olarak destekleyicisi. (28:38-39) Sihirbazlar ise ruhban sınıfıdır. (7:113) Yani Firavunun üç kolu vardır. 1-) Finansal kolu (Karun) 2-) Askeri kolu (Haman) 3-) Ruhban sınıfı (Sihirbazlar) Firavun kendi toplumunu gruplara ayırdı. Onlara büyüklendi. Yoksul halka zalimce davranan bir zorba i

Dünya'nın Sorunları ve Kur'an'ın Çözümleri

  Dünya’nın en büyük sorunları şunlardır: 1-) Küresel ısınma 2-) Savaşlar 3-) Adaletsizlik 4-) Özgürlüklerin daraltılması   Dünya bu sorunlara karşı herhangi bir çözüm bulmuş değil. Hatta sorunları daha da arttırıyor. Bu sorunların çözümü için Yaratıcının kelamına bakmamız gerekir. İlk başta Kur’an’da çevreyi korumaya emreden ayetlere bakalım. 54:49- Biz her şeyi belli bir ölçüyle yaratmışızdır. 55:7- Göğü/Evreni inşa etti ve ölçüyü/dengeyi koydu. 55:8-Düzende azgınlığa gitmeyin. 55:9- Ölçüyü adaletle gözetiniz; ölçüyü kaybetmeyiniz. 55:10- Yeryüzünü tüm yaratıklar için yarattı. 16:12- Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı hizmetinize sundu. Yıldızlar da O'nun emri altındadır. Aklını kullanan bir toplum için elbette bunda işaretler vardır. 16:13- Ve sizin için yeryüzünde yarattığı rengarenk nesneleri de... Düşünen bir toplum için elbette bunda bir ders vardır. 16:14- O ki denizi emrinize sunmuştur; ondan taze et yersiniz, ondan giyim ve takı için süsler çıkar

Kur'an'da Şefaat Kavramı

Kur’an’da sanki şefaat konusunda çelişki var gibi gözüküyor. Aslında çelişki olmadığını bilgi eksikliği olduğunu ve Kur’an’da iki tane şefaat vardır. Bu iki şefaate bakacağız. 2:48-Hiç kimsenin başkası adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden şefaatin* kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidyenin alınmayacağı ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden korunup sakının. Yukarıdaki ayete göre şefaat yoktur. 19:87-Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.   Yukarıdaki ayete göre şefaat var. Bu iki ayet görünüşte birbiriyle çelişiyor gibi gözükse de aslında çelişki yoktur. Çünkü Kur’an’da iki tane şefaat vardır.   Bütün şefaat yetkisi Allah’ın yanındadır.   39:44-De ki: "Şefaat etme tamamıyla Allah'ın elindedir. Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.   İlk şefaat olayı gerçeğe tanıklık/söz  etmektir. Kur’an bu şefaatin olacağını bize söylüyor. 43:86-Onların O'nun dışında çağırd

Bakara Suresi 104.ayet

2:104-Ey iman edenler! "Ra'ina (bizi gözet)" demeyin, "unzurna (bize bak)" deyin ve dinleyin. Kafirler için acıklı bir azap vardır. (Diyanet Meali) Yukarıdaki çeviri geleneksel bir sünni çeviridir. ”Bizi gözet demeyin, bize bak deyin” Böyle bir saçma çeviri olur mu ? Gözetmek ile bakmak aynı anlama gelir. Sünni dogmalardan arındırılmış bir şekilde bu ayeti çevirelim. Burada kritik bir kelime “raina” kelimesidir. رعي   kelimesi Arapça dilinde hayvanı korumak/hayvanı gütmek anlamına gelir. [1] Bu kelimeden türeyen “rai” kelimesi vardır. O da çoban anlamına gelir. Raina kelimesi de bize çobanlık et anlamına gelir. Yani ayette “bize çobanlık et” demeyin demektedir. Ayet özgür insanlar olun başınızda bir çoban olmasın demektedir.   Sünniler bu ayeti tahrif ettiler hatta Peygamber adına Kur’an ile çelişen bir hadiste uydurdular. “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erk

Salavat Var Mı ?

33:56-Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin. (Diyanet Meali) Yukarıdaki ayet geleneksel bir çeviridir. Sünniler bu ayete dayanarak Peygambere salavat getiriyorlar. İnşallah bu ayette salavat var mı yoksa bu ayet farklı bir şeyden mi bahsediyor bakacağız. Salavat: Allahümme salli ala seyyidina Muhammed 33:56 ayetteki kilit kelime “salat(sallu)” kelimesidir. Bu ayette geçen kelime 33:43 ve 9:103 ayetinde geçiyor. 33:43-O ki sizi karanlıklardan ışığa çıkarmak için melekleri ile birlikte size salat(sallu) eder. O, müminlere karşı Rahimdir. 9:103-Onları temizlemek ve yüceltmek için paralarından bir sadaka al ve onlara salat(sallu) et. Zira senin salatın onları memnun eder. ALLAH İşitendir, Bilendir. Yukarıdaki ayetlerde de “sallu” kelimesi geçiyor. 33:43 ayetine göre Allah ve melekleri, müminlere salat ediyor. Sünnilerin yorumladığı gibi yorumlasak Allah ve melekleri, müminlere salavat getiriyor

Ateistlerin 91 Argümanına Cevaplar (20-38)

20-)Kur’an’a göre inişin başlangıç günü kadir gecesi/kudret gecesi ve ay olarak Ramazan ayıdır. 21-22)85:21-22 ayetleri Kur’an’ın matematiksel olarak korunduğunu işaret etmektedir. Levhi Mahfuz 19 ile korunmuştur. 1974 yılında Allah’ın elçisi Reşad Halife tarafından bulunmuştur. Kur’an’a göre insan kendi kaderini kendisi belirliyor.(17:13) Kur’an’da Levhi Mahfuz olayı Kur’an’ın matematiksel olarak korunmasıdır. 23-)Allah hesap gününde adaletli olarak hüküm verecektir. İyilikler çok olanın günahları az olanın günahları da küçük günahlardır. Yoksa zorba/zalim bir insanın günahı az olmaz. 24-)Ayette geçen “furuc” kelimesi “çatlaklık/bozukluk” gibi anlamlara gelir. Ayette geçen “sema” kelimesi aynı zamanda “evren/uzay” anlamına gelir. Yani ayette “evreni süsledik ve onda bozukluk yoktur.” Kur’an’a göre Dünya düz değildir. Tam tersine yuvarlaktır.(39:5-55:33-79:30) Enbiya 30 “big bang” anlatmaktadır. Enbiya 32’de geçen “tavan” kelimesi Evren’in koruma altında olduğunu söyle

Müddesir Suresi 26-30 Ayetlerinin Yanlış Çevrilmesi

Sünnilerin çarpıttığı ayetlerin başında 74:26-74:27-74:28-74:29-74:30 ayetleri gelir. İlk başta geleneksel çeviriye bakalım. 74:26-Ben onu "Sekar"a (cehenneme) sokacağım. 74:27-Sekar'ın ne olduğunu sen ne bileceksin? 74:28-Geride bir şey koymaz, bırakmaz. 74:29-Derileri kavurur. 74:30-Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. (Diyanet Meali) 74:26 ayette “cehennem” kelimesi geçmez. Eğer ayette cehennem kelimesi geçseydi “cehim-nar” kelimesi geçmesi gerekirdi. Kur’an “sekar” kelimesine yeni anlam getiriyor. 74:28 ayetinde geçen “la tubgi ve la tezer” cümle kesinlikle yanlış kullanılıyor. 74:28 ayetinde “bakiye” kelimesi geçer. Bakiye(بقي) kelimesinin anlamı arta kalan anlamına gelir. [1] Nitekim toplama işleminde artan sayı için eskiden "bakiye" kelimesi kullanılırdı. 74:28 ayetinde geçen “vezer” kelimesi Arapça’da “bırakmak-eksik” anlamına gelir. [2] 74:29 ayetinde geçen “levvah” kelimesini “kavurmak” anlamına gelmez. Kur’a

Hac Suresi 40.Ayet

22:40-Onlar, haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. (Diyanet Meali) Yukarıdaki meal maalesef yanlış çevrilmiş. 22:40 ayetini meal çevirenlerin çoğu yanlış çeviriyorlar. “Manastırlar-kiliseler-havralar” kelimeleri yanlış çevriliyor. Manastırlar diye çevrilen kelime “صمع(savamiu)” Kilise diye çevrilen kelime “بيع(biya)” Havra/Sinagog diye çevrilen kelime “صلو(salavat)”   Manastır diye çevirdikleri kelime  olan “صمع(savamiu)” Arapça’da “silo/tahıl ambarı” anlamına gelir. Bu kelime hem manastır hem de silo olarak anlaşılır.  [1]   Kilise diye çevirdikleri kelime olan “بيع(biya)” Arapça’da “alışv

Karikateist'e Cevap(77-99)

77-)Herhalde çelişki gibi görülen şey “Eni, gökle yerin genişliği kadar olan…cennet” ifadesi ile “Genişliği (eni), göklerle yer arası kadar olan… cennet” ifadesidir. Önce şunu belirtelim ki, bu ayetlerin hiçbirinde “göklerle yer arası kadar...” ifadesi yoktur. Ali İmran Suresi'ndeki ayette “semavat = gökler” çoğul şeklinde, Hadid Suresi'ndeki ayette ise, “sema = gök” tekil olarak kullanılmıştır. Bunda bir çelişki yoktur. Çünkü, “sema” kelimesi bir cins isim olduğu için çoğul (gökler) manasını da vermektedir. Nitekim   Türkçe’de de bunu görüyoruz; bazen “gök”, bazen de “gökler” diyoruz ve aynı şeyi kastediyoruz. Diğer bir farklı nokta da şudur: Ali İmran Suresi'ndeki ayette -meal olarak- “…genişliği/eni göklerle yer (genişliği kadar)olan cennet” şeklindedir. Hadid Suresi'ndeki ayette ise, “...genişliği/eni gökle yer genişliği gibi (kadar) olan cennet” şeklindedir. Yani tek fark, Ali İmran Suresi'nde teşbih edatı olan “Kef” harfi kullanılması, Hadid

Kevser Suresi ve İsra Suresi 59.Ayet

108:1-Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik. 108:2-O halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes. 108:3-Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir. Yukarıdaki ayette 3 ayeti de yanlış çevriliyor. Ayette “kevser” kelimesini sanki özel isim gibi çevriliyor. Ayette geçen “kevser” kelimesi “kesira” kelimesinden gelir ve anlamı “bolluk/çokluk” Yani ayette “Biz sana bolluk/çokluk verdik.” 2.ayette geçen “nehera” kelimesini “kurban kes” anlamı veriliyor. Bu yanlış bir çeviridir. Arapça’da “nehera” kelimesi “kaburga kemiği/göğüs/ göğsün gerdanlık kısmı” anlamına gelir. [1] 3.ayette geçen “betera” kelimesini “soyu kesik” olarak çevriliyor. Ayette geçen “betera” kelimesi “sonu olmayan ( la agabe)” anlamına gelir. [2]   Yani ayette “soyu kesik” olmaktan bahsetmiyor. 108:1- Şüphesiz biz sana çokluk/bolluk verdik. 108:2- Rabbin için salat et/namaz kıl/dua et/destekle  ve göğsüne ger(Allah’a yönel). 108:3-Sana kin duyanların sonu yoktur. 17:59-Bizi muciz

Kur'an'da 6 Önemli Konu

ÖZGÜRLÜK 2:256- Dinde zorlama yoktur . Artık doğruluk, sapıklıktan ayrılmıştır. Kim ki azgın küstahı inkâr edip ALLAH'ı onaylarsa, kopmaz ve sağlam bir bağa yapışmıştır. ALLAH İşitir, Bilir. 10:99-Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi gerçeği onaylardı. Öyleyse, sen mi halkı onaylamaları için zorlayacaksın? 4:80-Elçiye uyan ALLAH'a uymuş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. 6:104-Rabbinizden size aydınlatıcı belgeler gelmiş bulunuyor. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır. Ben üzerinize bekçi değilim . 50:45-Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin . Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver. Daha birçok ayet fikir özgürlüğünü savunmaktadır. Örnek olarak bir kişi Kur’an’a yahut Allah’a alay etti veya kötü söz söylerse bunu yapan adama ceza vermek yoktur. Bulunduğun ortamı terk edeceksin. 4:140-Size kitapta bildirilmiştir ki: ALLAH