Firavun ve "İslam" Ülkeleri
Kur’an’ın en çok bahsettiği kıssalardan birisi de Firavun
kıssasıdır. Kur’an, Firavunun toplumdan çok bahseder. Mısır toplumu niçin
Firavuna uydular?
Rabbimiz, bu sorumuza cevap veriyor.
43:54-(Firavun) Halkına baskı yaptı ve halkı da ona boyun eğdiler.
Onlar yoldan çıkmış halktı.
Yukarıdaki ayette geçen “haffe(خفف)” kelimesini “baskı” yapmak şeklinde çevirdim.
Mealler genellikle “küçümsedi/yanılttı/aldattı” diye çevrilmiş. Onların çevrisi
de doğru. “Haffe” kelimesi aynı zamanda
“baskı(pressive)” anlamına gelir. (Hans Wehr 4th ed., page 288)
Firavunun yandaşlarını tanıyalım. Haman, Karun ve
Sihirbazlar.
Karun, Firavunun finansal yönden destekleyicisi. (28:76)
Haman, askeri güç olarak destekleyicisi. (28:38-39) Sihirbazlar ise ruhban
sınıfıdır. (7:113) Yani Firavunun üç kolu vardır.
1-) Finansal kolu (Karun)
2-) Askeri kolu (Haman)
3-) Ruhban sınıfı (Sihirbazlar)
Firavun kendi toplumunu gruplara ayırdı. Onlara büyüklendi.
Yoksul halka zalimce davranan bir zorba idi. Firavunun halkı, Firavundan
korktukları için Musa’nın yolundan gitmediler. Firavun kendi halkına işkence
ediyordu. Firavun hileci/komplocu birisiydi.
28:4- Firavun yeryüzünde despotça davrandı. Halkını
sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp
oğullarını kesiyordu. O, bir bozguncu idi.
20:47- "Ona varın ve deyin ki, 'Biz ikimiz Rabbinin
elçileriyiz. İsrail oğullarına yaptığın işkenceye son ver ve onları bizimle
gönder. Biz sana, Rabbinden bir ayet ile geldik. Doğru yolu izleyenlere selam
(barış) olsun.' "
10:83- Firavun ve kodamanlarının kendilerine kötülük
etmelerinden korktukları için, kavmi arasından bir gençlik grubu dışında hiç
kimse Musa'ya inanmadı. Çünkü Firavun, o toprakta gerçekten çok üstündü ve
gerçekten sınır tanımaz azgınlardan biriydi.
40:45- ALLAH onu onların hilelerinden, kötülüklerden korudu.
Firavunun taraftarlarını azabın en kötüsü kuşattı.
Firavunun zulmüne sessiz kalan toplum ise Allah tarafından
cezaya çarptırılıyor.
7:130- Firavun tarafını, öğüt alsınlar diye yıllarca
kuraklık ve ürün kıtlığına mahkum ettik.
7:133- Üzerlerine tufan, çekirge, haşerat, kurbağa ve kan
gibi ayrı ayrı işaretler gönderdik. Buna rağmen büyüklük taslamaya devam
ettiler ve suçlu bir topluluk oldular.
X toplum aklını kullanmayıp ve zulme sessiz kalıyorsa, Allah o toplumun sonunu getirir.
10:100- Hiç bir kişi ALLAH'ın izni olmadan inanamaz ve O,
akıllarını kullanmayanları rezilliğe mahkum eder.
13:11- Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen
gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler.
Gerçek şu ki Allah, bir toplumun maruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak
içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe,
değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri
çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost
da olamaz.
6:47- De: "Allah'ın azabı size ansızın veya duyurudan
sonra gelse... Zalim toplumdan başkası mı yok edilir?"
28:59- Rabbin, toplumların merkezine, kendilerine
ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe onları yok etmez. Biz, halkı zalim
olmayan toplumları asla yok etmeyiz.
Yukarıdaki ayetlerden görüldüğü gibi Rabbim ancak zalim
halkı helak eder. Aklını kullanmayanları ise rezilliğe mahkum eder. Örnek olarak X toplum fakirlik içinde
yaşıyorsa bu toplumun sorunudur.
Firavun dinsiz birisi değildir. Tam tersi dine inanmış
birisidir ve kendisini Rab olarak görmektedir.
28:38- Firavun, 'Ey ileri gelenler, ben sizin için benden
daha iyi bir tanrı bilmiyorum. Haman, benim için balçığın üzerinde ateş yakarak
tuğla hazırla ve Musa'nın tanrısına ulaşabilmem için bir kule yap. Ben onun
yalancı olduğuna inanıyorum,' dedi.
79:24- 'Ben sizin en yüce rabbinizim,' dedi.
Firavun, halkı din yoluyla aptallaştırdı. Firavunu kutsal
varlık olarak görüyorlardı. Firavunun din kolu ise Sihirbazlardır.
“İslam” ülkelerini Firavunlar yönetiyor. Firavunlara karşı
çıkmadıkları için Allah, “İslam” ülkelerini fakirliğe mahkum ediyor. Çünkü “İslam” ülkeleri Kur’an’ın kriterlerine
uymuyor. Adalet-Eşitlik-Özgürlük-Bilim gibi konularda çok gerideler. Kur’an,
müminlerin Dünya’da ve Ahirette mutlu bir hayatları olacağını söylüyor. Şu an
ki duruma bakarsak Dünya’da en mutsuz insanlar “İslam” ülkelerinde yaşıyor. Bu
durumda bir çelişki var. Kur’an mı yalan söylüyor? Yoksa İslam ülkeleri mi? İnşallah bunun cevabını bize Kur’an verecek.
16:97-Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve
barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve
böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.
Bu linke tıklayarak Dünya mutluluk endeksine bakabilirsiniz.
(https://happiness-report.s3.amazonaws.com/2020/WHR20.pdf)
Mutlu ve gelişmiş bir ülke olmak için 1-) Bilime ve
teknolojiye önem verilmesi gerekir. 2-) Hukukun üstünlüğü olması gerekir. 3-)
Savaşa değil barış için mücadele edilmesi gerekir. 4-) Demokratik ve Özgürlükçü
bir ülke olması gerekir. 5-) Eşitliğin olması gerekir. 6-) İşi ehline(liyakat)
vermesi gerekir. 7-) Doğa ile barışık
olması gerekir. 8-) Gelir adaleti olması gerekir. 9-) Sorgulayıcı bir eğitim
sistemi gerekli.
Yukarıdaki kriterleri uygulayan ülkeler, Dünya’nın en mutlu
ülkeleri arasında yer alır. Kur’an’a bakarsak bu kriterlerin hepsini
emretmektedir. (https://kuranyeter19.blogspot.com/2020/05/kuranda-6-onemli-konu.html)
Yorumlar
Yorum Gönder