Türkçe Meallere Eleştiri(2)

İnşallah önceki yazımın devamı olacaktır. Bu yazımda da modernist mealleri eleştireceğim. Yaptığım eleştirilerin hepsi delillendirilmiştir.

2:73 ayetini modernist anlayışına sahip olan Hakkı Yılmaz şöyle çeviriyor:

Sonra Biz, "Öldürülen kişiden gelecek sıkıntı sebebiyle Mûsâ'yı yola çıkarın" dedik. Allah, ölüleri işte böyle diriltir, bitmiş tükenmişlere yol gösterir ve akıllı davranasınız diye size âlametlerini/göstergelerini gösterir.

Mucizevi bir ayeti aklı yatmadığı için çarpıtarak çevirmiş. Kendisinin fasih Arapça bildiğini biliyorum. Bu ayette ilk cümlenin böyle olmadığını kendisi de biliyor. Ayetin ilk cümlesini motamot çevireyim:

فَقُلْنَا: Dedik ki

اضْرِبُوهُ: O’na vurun

بِبَعْضِهَاۜ: İneğin parçasının bir kısmıyla

Ayetin ilk cümlesi böyle iken yukarıdaki çeviriyi görüyorsunuz. Ayetin neresinde Musa geçiyor? Ayetteki müzekker zamir Musa’ya değil, öldürülen adama gider. Ayetin neresinde “gelecek sıkıntı” geçiyor. Ayette “في” harfi ceri geçmediği halde sen nasıl olur da ضرب kelimesini yola çıkmak şeklinde çevirirsin?

 

Hakkı Yılmaz 2:35 ayetini de şöyle çevirmiş:

Ve Biz, "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette iskân ediniz/burayı yurt tutunuz, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol nasiplenin ve şu girift şeye yaklaşmayın; mal/altın-gümüş tutkunu olmayın, yoksa kendi benliğine haksızlık edenlerden olursunuz" dedik.

Ayette “ağaca yaklaşmayın” demektedir. Mal, altın gümüş, grift kelimelerini nereden çıkardın? “الشَّجَرَةَ" kelimesi Arapça dilinde ağaç demektir. Hatta bu kelime Türkçe diline de geçmiş.

 

2:34 ayetindeki “melekler” ifadesini de doğadaki güçler diye çevirmiş. İnsanlar meleklerin ne olduğunu bilirken hangi akla mantığa sığarak bunu “doğadaki güçler” diye çeviriyorsun?

2:54 ayetinde “buzağı” kelimesi geçmesine rağmen “altın” diye çevirmiş. (Hani bir zamanlar Mûsâ toplumuna, "Ey toplumum! Şüphesiz siz altına tapmakla kendi kendinize haksızlık ettiniz.)

Altının Arapçası “ذهب” ve Kur’an’da birçok ayette geçmektedir. Ancak bu ayette geçmiyor. (43:71)

 

2:60-Ve hani bir zamanlar Mûsâ, toplumu için su istemişti de, Biz, "Birikimini taş kalpli toplumuna uygula!" demiştik. Bunun üzerine o taş kalpli toplumdan birçok yöne on iki toplum-belde halkı ayrışmıştı. Oluşan her beldenin halkı, kendi su alacağı yeri kesinlikle öğrendi/işaretledi. -Allah'ın rızkından yiyin, için; keyfinize bakın ve bozgunculuk yaparak yeryüzünde taşkınlık etmeyin. (Hakkı Yılmaz)

Ayette Musa, Allah’tan su istiyor ve Allah’ta Musa’ya şunu diyor: “اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَۜ” asan ile taşa vur. Hakkı Yılmaz bu ifadeyi “Birikimini taş kalpli toplumuna uygula!” diye çeviriyor. Hakkı Yılmaz üç kelimelik ayetin hangi kelimesini toplum diye çevirdi? Birikim nerede geçiyor? Ayetin ilk cümlesinde toplum kelimesi geçiyor ancak ikinci cümlede geçmiyor. Ayeti motamot çevireyim:

اضْرِبْ: Vur

بِعَصَاكَ: Asan ile

الْحَجَرَ: Taşa

 

4:34 ayetini günümüz mealleri yanlış çeviriyor. Ayette çıkartmak/bırakmak geçmemektedir. Ayet kadınların dövülmesinden bahsediyor. Bunun için detaylı yazdığım şu yazıya bakın: https://kuranyeter19.blogspot.com/2024/05/nisa-suresi-34ayet.html

 

2:144-Biz, senin Bizden ne beklemekte olduğunu kesinlikle görüyoruz. Artık seni hoşnut olacağın bir hedefe/stratejiye çevireceğiz. Haydi, yüzünü Mescid-i Harâm/dokunulmaz eğitim-öğretim kurumu yönüne çevir; aklın fikrin hep eğitim-öğretimde olsun. Siz de, nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin! Kendilerine Kitap verilmiş olan kimseler de kesinlikle, şüphesiz bu görevin, Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. Ve Allah, onların yapıp durduklarından habersiz, bilgisiz değildir.

İşaretlediğim yerlerin hiçbiri ayetin orijinalinde geçmemektedir.

-Hakkı Yılmaz’ın Hac ile ilgili çevirileri zaten palavra. Onlardan bahsetmeye bile gerek yok.

-Salatı (mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan)  olarak çevirmiş. Bu da palavra.

-Hakkı Yılmaz orucu “Karşılıklı, beraberce yemeyi, içmeyi, cinsel ilişki ve konuşmayı terk etme” olarak anlıyor. Konuşmayı nereden çıkardın? Eğer 19:26 ayetine dayanarak söylüyorsan o “sükut orucu.” Ramazanda tutulan oruçla alakası yok.

Hakkı Yılmaz’ı daha çok eleştirecek şeyler var şimdilik bu kadar yeter.

Yorumlar

  1. hakkı yılmaz hocanın kuran meali tamamen doğrudur. Allah ayetleri okumamızı ve anlamamamızı isterken diğer delil ve örnek olan ayetler ile anlamamızı ve düşünmemizi ister. hakkı yılmaz hakkında olumsuz görüş yapanların kuranı anlamaya çalışırken şeytanın şerrinden uzaklaşamamış vaziyette ayetlere uydurma hadis ve rivayetler ile anlamaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır. ademin yediği meyveler bulunduğu yerde ademin mal ve mülk hırsına tutulmuş olmasıdır. Allah bir çok ayeti mecazi anlamda iletmiştir. Bu güne kadar mealler mezhepçi kişiler tarafından uydurma hadis ve rivayetlerin tefsir edilmesi sonucu kuran gerçek manası dışında anlam verilmiştir. Hakkı Yılmaz Dini sorulara Kuran ayetleri ile cevap veren bir araştırmacıdır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİNA

Kur'an'a Göre Namaz/Salat