Kur'an'da Şefaat Kavramı

Kur’an’da sanki şefaat konusunda çelişki var gibi gözüküyor. Aslında çelişki olmadığını bilgi eksikliği olduğunu ve Kur’an’da iki tane şefaat vardır. Bu iki şefaate bakacağız.

2:48-Hiç kimsenin başkası adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden şefaatin* kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidyenin alınmayacağı ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden korunup sakının.


Yukarıdaki ayete göre şefaat yoktur.

19:87-Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.

 

Yukarıdaki ayete göre şefaat var. Bu iki ayet görünüşte birbiriyle çelişiyor gibi gözükse de aslında çelişki yoktur. Çünkü Kur’an’da iki tane şefaat vardır.  Bütün şefaat yetkisi Allah’ın yanındadır.

 

39:44-De ki: "Şefaat etme tamamıyla Allah'ın elindedir. Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.

 İlk şefaat olayı gerçeğe tanıklık/söz  etmektir. Kur’an bu şefaatin olacağını bize söylüyor.

43:86-Onların O'nun dışında çağırdıkları şefaat edemezler. Ancak bilerek gerçeğe tanıklık edenler hariç.

78:38-Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler.

20:109- O gün, kimseden başkasının şefaati (aracılığı) yarar vermez. Rahman'ın izin verdiği ve sözünü uygun gördüğü hariç

Yukarıdaki şefaat olayı insanı cehennemden kurtarmak değildir. Gerçeklere söylemektedir. 19:87 ve daha nice ayet zaten bundan bahsediyor.

19:87- Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.

Allah tarafından söz alıyorlar ve onlarda doğruyu söylüyorlar. (78:38-20:109)

Muhammed’in şefaati(gerçeğe tanıklık) Sünnilerin beklendiği gibi olmayacak ve Muhammed gerçeğe tanıklık edip şöyle diyecek:

25:30- Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş / dışlanmış halde tuttular.

 

İkinci şefaat ise aracılık edip insanı cehennemden kurtarmaktır. Kur’an bunun olmayacağını bize söylüyor.

2:48- Öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, aracılık (şefaat) kabul edilmez, kimseden bir fidye alınmaz ve yardım da edilmez.

2:123- Hiç kimsenin bir başkasının yerine bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye kabul edilmeyeceği ve hiç kimseye şefaatin* fayda vermeyeceği ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden sakının.

2:254- Ey iman edenler! İçinde hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmeden önce size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Gerçeği yalanlayan nankörler, zalimlerin ta kendileridir.

 

Yukarıdaki ayete göre aracılık edip insanı cehennemden kurtarmak olmayacağını anlıyoruz. Çelişki gibi görünen şefaat ayetleri arasında bir çelişki yok sadece bilgi eksikliği olduğunu görüyoruz.

 

Sünniler, din günü Muhammed tarafından kurtarılmayı beklerken tam tersi Muhammed onlardan şikayetçi olacaklar ve hüsrana uğrayacaklar.

 

25:30- Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş / dışlanmış halde tuttular."

6:94- "Sizi ilk defa yarattığımız gibi bize tek olarak geldiniz. Size hayal gibi gösterdiğimiz şeyleri ardınızda bıraktınız. Sizinle ortak olduklarını ileri sürdüğünüz aracılarınızı (şefaatçılarımızı) yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiştir. İleri sürdükleriniz sizi terk etmiştir."

 

Kısacası şefaat ikiye ayrılır:

1-) Gerçeği söylemek (19:87-78:38)

2-) Aracılık etmek (2:48-2:123)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİNA

Nisa/Kadın Suresi 34.ayet (4:34)

Kur'an'da Kurban Kesmek Var Mıdır?