Karikateist'e Cevap (20-38)
20-) Bakara 191’deki ayette “sizinle savaşmadıkça siz de onlarla
savaşmayın. Eğer savaşırlarsa, siz de savaşın.” Cümlesi vardır. Yani bu ayette
Müslümanlar, kendilerini savunuyorlar. Bakara 190 ayetinde “sizinle savaşanlar”
cümlesi geçiyor. Bu ayette belli oluyor, Mü’min olan insanlar kendilerini
savunuyorlar.
21-) Ahzab 50’de geçen “amcanın kızları,halanın
kızları,teyzenin kızları ve dayı kızı ile evlenme olayı zaten Mü’min olan
insanlara helaldir. Ahzab 50-52’deki ayetleri okuduğunuz zaman Muhammed, bundan
başka kişiler ile evlenmesi yasak edilmiştir.
22)70:30,4:24-25,23:6,33:50-52-55,24:33 ayetlerde
“eymanuhum” kelimesi geçiyor ve “yemin” kelimesinin çoğuludur. Bu ayette “sağ
ellerinin” kelimesi yoktur. ve Kur’an’da “eymanukum” kelimesi hep
“yemin/sözleşme/anlaşma” anlamlarda geçiyor. (BKNZ: 2:224-2:225-3:77-4:33-5:53-5:89-5:108)“yemin/sözleşme”
anlamında geçmektedir.
23-) Boş bir argüman
24-25) 12:2-13:37-16:103-20:113-41:3 vb ayetleri yanlış çevirerek "Arapça Kur'an yaptık" diye çevirerek ayeti tahrif etmiş oluyorlar.
Ayette geçen ifade olan "arab" kelimesi aynı zamanda "apaçık/hatasız/kusursuz/açıklayıcı/belirgin/güzel söz" gibi anlamlara gelir.
Kaynak:
1-)Hans Wehr 4th ed., page 702
2-)Steingass, page 682
3-)Dict. of Quran by M.G. Farid, page 561
4-)Dictionary of the Holy Quran page 364
5-)Müfredat İsfehani page 682
Ayeti "Arapça Kur'an" yerine "apaçık/güzel sözlü/belirgin/kusursuz Kur'an" diye çevrilmesi daha doğru olur.
Ayette geçen ifade olan "arab" kelimesi aynı zamanda "apaçık/hatasız/kusursuz/açıklayıcı/belirgin/güzel söz" gibi anlamlara gelir.
Kaynak:
1-)Hans Wehr 4th ed., page 702
2-)Steingass, page 682
3-)Dict. of Quran by M.G. Farid, page 561
4-)Dictionary of the Holy Quran page 364
5-)Müfredat İsfehani page 682
Ayeti "Arapça Kur'an" yerine "apaçık/güzel sözlü/belirgin/kusursuz Kur'an" diye çevrilmesi daha doğru olur.
26-) Ayetin Arapça’sında “yeda” kelimesi kullanılıyor ve bu
kelime çok anlamlara gelmektedir. “yeda” kelimesi “güç/kuvvet/otorite” gibi
anlamlara gelir. Hatta “Yedullah” kelimesi vardır ve anlamı “Allah’ın eli”
olamayacağı için gerçek anlamı “Allah’ın gücü/kuvveti/otoritesi” anlamına gelmektedir.
“Ebu Leheb” kelimesinin anlamı “ateşin babası” demektir. Yani bu ayette “ateşe
girenler/cehenneme girenler” söyenmektedir. Kur’an’a göre cehenneme girenler
ise zalimlerdir. Yani bu ayette “Ateşin babası(zalim insanların)
gücü/kuvveti/otoritesi kahrolsun” demektedir.
27-) Kur’an’ı okuduğunuz zaman bu bütün insanlar için
geçerli olduğunu görürsünüz. Kur’an bir eve izinsiz girilmesine karşı çıkıyor.
28-) Ateistler’in ahlak ölçüsü nedir? Ateist insanlara göre
bu olay gayet normal bir durumdur. Ayeti okuduğunuz zaman “Zeyd, eşinden
boşanmış/ilişkisini kesmiş.” Yani kadın, bekar durumuna düşmüş ve Muhammed ile
evlenmiş.
29-) 4:6 ayetini okuyun ayette “olgunluk yaşı” cümlesi
geçiyor. Kur’an’a göre evlilik yaşı “olgunluk yaşı”dır.
31-)Bu ayette “sorgulamayın” kelimesi geçmemektedir. Kuran,
bizim için gerekli olan her şeyi açıklıyor. Kuran'ı yeterli görmeyenler, tıpkı
2:67'de anlatılan Yahudiler gibi sorular sormuşlar, cevabını Kuran'da
bulamayınca da uydurdukları cevapları "Hadis" diye sunarak din haline
getirmişlerdir. Böylece, tırnağın hangi sırayla kesileceğinden, sakalın kaç
karış bırakılacağına, helaya hangi ayakla girileceğinden, hangi taraf üzerine
yatılacağına kadar yüzlerce emir ve yasağı içeren bir din oluşturulmuştur
(9:31; 42:21). Bu ayette “dini detaylandırmayın” demektedir. Örnek olarak
Yahudi insanları veriyor.Çünkü Yahudiler dini, detaylandırılmışlardır.
Kur’an’ın Bakara(İnek/Düve) Suresi’ni okuyun.
32-33) Boş bir argüman
34-) Kur’an’a göre “Allah’a,Ahiret iman edenler,erdemli
insanlar” cennete girecektir. Mü’min olmayanlar içinde “Allah’a,Ahirete iman
edenler ve erdemli insanlar” cennete girer.
35-)Muhammed’den öncede namaz kılıyorlar. BKNZ(8:35) ayette
baktığınız zaman Müşrik olan insanlar Kabe’de namaz kılıyorlar. Namaz ibadeti,
İbrahim’den beri vardır.
36-) 1700 yıl önce yaşadığının kanıtı nedir ? Kastedilen soy
ve peygamber ahlakıdır. Kuran’daki genel anlatım da bu yöndedir. Peygamberler
toplumlarına “kardeşleri” olarak gönderilmişlerdir, buradaki “kardeşleri”
ifadesi aynı soydan oldukları içindir.
Mü’minler ancak kardeştirler… (Hucurat Suresi, 10)
37-)Ayetlerde “Lat,Menat,Uzzayı” övmemektedir. Hatta 53:23
ayetine baktığınız zaman “Bu isimler, sizin ve atalarınızın onlara yakıştırdığı
isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlar için hiçbir yetkilendirmede
bulumadı. Ant olsun ki, onlara Rabb'lerinden doğru yolu gösterici* geldiği
halde, onlar yalnızca zanna* ve benliklerinin tutkularına uyuyorlar.” Demektedir.
Ayetin neresinde övüyor ?
38-) tevbe suresi 29.ayet: kendilerine kitap verilenler
arasından, allah'ı ve ahiret gününü onaylamayan, allah'ın ve elçisinin
yasakladığını yasaklamayan ve gerçek dine uymayan kimselerle boyunlarını eğip
elleriyle karşılık verinceye kadar savaşın.
tevbe suresi 123.ayet: ey gerçeği onaylayanlar, sizi kuşatıp
saldıran kâfirlerle savaşın. sizde sertlik bulsunlar. bilin ki allah
erdemlilerle beraberdir.
tevbe suresi 111.ayet: allah gerçeği onaylayanların
canlarını ve mallarını bahçe karşılığında satın almıştır. allah yolunda
savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. bu, o'nun tevrat'ta, incil'de ve
kuran'da verdiği bir sözdür. verdiği sözü, allah'tan daha iyi kim yerine
getirebilir? öyleyse bu alışverişinizden dolayı sevinin. en büyük başarı budur.
tevbe suresi 41.ayet: hafif ve ağır savaşa kuşanıp çıkın ve
allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. eğer bilirseniz, bu
sizin için daha hayırlıdır.
ve daha birçok tevbe suresi'nde savaşdan bahsetmektedir.
tevbe suresi'nde geçen savaş ile ilgili ayetlerin hepsi savunma savaşıdır.
Ali İmran Suresi 167. Ayetine baktığın zaman “savunma
savaşı” olduğunu görürsün.
tevbe suresi 1.ayet: bu, allah ve elçisinden, kendileriyle
anlaşma yapmış bulunduğunuz putperestlere bir ültimatomdur.
tevbe suresi 12.ayet: anlaşma yaptıktan sonra antlarını
bozar ve dininize saldırırlarsa, o inkârcılığın önderleriyle savaşın; çünkü
onların andı artık geçersizdir. belki vazgeçerler.
tevbe suresi 13.ayet: yeminlerini bozan, resulü yurdundan
çıkarmaya gayret eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? üstelik size
saldırıyı ilkin onlar başlattı. korkuyor musunuz onlardan? eğer mümin
kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, allah'tır.
yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi müşrikler anlaşmayı
bozmuşlar ve müslümanlar kendini savunmak için savaş yaptılar.
enfal suresi 60.ayet: onlar için elinizden gelen kuvvet ve
atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. böylece onlarla
allah'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak
allah'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. allah yolunda ne harcarsanız size tam
olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
enfal suresi 12.ayet: rabbin meleklere, "sizinle
beraberim, gerçeği onaylayanları destekleyin. inkârcıların yüreğine korku
salacağım. vurun boyunlara, vurun onların her parmağına" diye
vahyediyordu.
enfal suresi 56.ayet: bunlar, kendileriyle antlaşma yaptığın
kişilerdir. ama her defasında antlaşmalarını bozarlar. hiç çekinmez ki bunlar.
enfal suresi 61.ayet: eğer barışa eğilim gösterirlerse sen
de buna yanaş ve allah'a tevekkül et. çünkü o, en iyi işitenin, en iyi bilenin
ta kendisidir.
enfal suresi'nde geçen savaş ile ilgili ayetlerde bedir
savaşından bahsediyor. bedir savaşı savunma savaşıdır. yukarıdaki ayette göre
müşrikler anlaşmayı bozmuşlar. müşrikler barışa eğilim gösterirlerse
müslümanlar'da barışa eğilim gösterecekler.
hac suresi 39.ayet: kendilerine savaş açılanlara savaşma
izni verilmiştir. çünkü onlar zulme uğratıldılar. allah onlara yardıma elbette
kadirdir.
hac suresi 60.ayet: bu böyledir. kim, kendisine uygulanan
haksızlığa karşı aynı şekilde karşılık verir de bundan dolayı da kendisine
saldırılırsa allah ona yardım edecektir. elbette allah affedendir,
bağışlayandır.
ahzab suresi 25.ayet: allah inkârcıları öfkeleriyle birlikte
elleri boş olarak geri çevirdi. allah böylece gerçeği onaylayanları savaştan
esirgedi. allah güçlüdür, üstündür.
ahzab suresi 26.ayet:ve kitap halkından onlara destek
olanları kalelerinden indirdi ve yüreklerine korku düşürdü. bir kısmını
öldürüyor, bir kısmını da tutsak alıyordunuz.
ahzab suresi 27.ayet: sizi onların toprağına, evlerine,
paralarına ve henüz ayağınızı dahi basmamış olduğunuz topraklara mirasçı kıldı.
allah her şeye gücü yetendir.
ahzab suresi'ndeki savaş ayetleri savunma savaşıdır.
ahzab 9.ayet: ey gerçeği onaylayanlar, size ordular
saldırdığı zaman, üzerlerine bir rüzgar ve görmediğiniz orduları gönderen
allah'ın size yaptığı iyiliği hatırlayın. allah yaptığınız her şeyi görendir.
bakara suresi 191.ayet: onları yakaladığınız yerde öldürün;
onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. fitne / baskı ve
bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. mescid-i haram'da, onlar sizinle
çarpışmaya girinceye kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. eğer sizinle
çarpışmaya girerlerse siz de onları öldürün. işte böyle verilir küfre
sapanların cezası!
yukarıdaki ayet savunma savaşıdır.
bakara suresi 190.ayet: sizinle çarpışmaya girenlerle allah
yolunda siz de çarpışın. ama haksız yere saldırmayın / çarpışmada zulme
sapmayın. çünkü allah, sınır tanımaz azgınları sevmiyor.
kur'an'daki savaş ile ilgili ayetlerin hepsi savunma
savaşıdır. kur'an'da din konusunda savaşmayan kişilerle dostluk yapılır.
mumtahine 60.ayet: allah, din uğrunda sizinle savaşmayan ve
sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adaletli
davranmanızı yasaklamaz. allah adaletli davrananları sever.
kur'an'da başka bir topluluğa kin duyarsan bile adaletli
davranman gerekir.
maide suresi 8.ayet: gerçeği onaylayanlar! allah için
adaleti gözeterek tanıklık edin. bir topluluğa olan kininiz sizi adaletli
davranmaktan alıkoymasın. adaletli davranın; bu erdemliliğe daha yakındır.
allah'ı dinleyin. allah yaptıklarınızı haber alır.
anlaşma yapılan kişilerle savaşılmaz.
nisa suresi 90.ayet: ancak sizinle aralarında antlaşma olan
bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda
yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. allah dileseydi onları
elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. o halde,
sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık allah
size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder