Kur'an'da Kölelik Kalktı Mı ?

Kur’an’da kölelik kesinlikle kalkmıştır. Köle sahibine “efendi” denir. “Efendi” kelimesinin Arapça karşılığı “Rab”dir. Kur’an’da efendinin(Rabbin) Allah olduğu söyleniyor. Allah’tan başka rab olmadığını söylüyerek köleliği kaldırmış oluyor. İnkarcılar vb kişiler tarafından Kur’an’da kölelik kalkmamıştır, Muhammed’in  cariyesi (kadın köle) olduğunu  söylüyorlar. Bir mümin kölesi olursa bu rablik ilan etmiş olur ve müşrik olur Allah’ın tek affetmeyeceği günah şirktir. (4:48)

Enbiya Suresi 98. Ayet: ” Siz ve Allah`ın berisinden, kulluk/kölelik ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz. ”
Ali İmran Suresi 64.ayet: De ki: "Ey Kitap Ehli! Gelin aramızda ortak olan bir kelimede anlaşalım: Allah'tan başka hiçbir şeye kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabb'ler edinmeyelim.". Eğer yüz çevirirlerse deyin ki: "Tanık olun, biz Allah'a teslim olanlarız.".
Tevbe Suresi 31.ayet: Onlar, Allah'ı bırakıp, hahamlarını*, rahiplerini* ve Meryem oğlu Mesih'i* Rabb'ler edindiler. Oysa bunlar, bir tek olan İlah'a kulluk etmekle emrolunmuşlardı. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, bunların ortak koştuklarından münezzehtir.

 İnkarcıların kullandığı ayetler şunlardır ;

Mearic 30: Ancak EŞLERİ YAHUT SAHİP OLDUKLARI CARİYELERİ BAŞKA. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

Yukarıdaki ayet meali yanlıştır. Arapça’sında  “ma meleket eymanehum” kelimesi geçmektedir. Diyanet bu meali cariyeler (kadın köleler) diye çevirmiştir. Diyanet’in bu meal çevirisi yanlıştır. “ma meleket eymanehum” kelimesi birçok yerde geçer, anlamı yemin/anlaşma demektir. (Bu mealde “cariye” kelimesi geçmiyor. Cariye kelimesinin Arapça’sı “Mahziyye” demektir.

Müminun suresi 6.ayet: Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

Yukarıdaki meal çevirisi yanlıştır. Mearic 30.ayetinde olduğu gibi bu ayettede “ma meleket eymanehum” kelimesi geçmektedir. “Mahziyye” kelimesi geçmemektedir. Diyanet uydurma hadis rivayetlerini ele alarak ayetin mealini yanlış çevirmiştir.

Ahzab Suresi 52.ayet: Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helal değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.

Diyanet yukarıdaki meali yanlış çevirmiştir. Yukarıdaki ayette “yeminuke” kelimesi geçmektedir. “yeminuke” kelimesinin anlamı “yemin” demektedir. Cariye anlamına gelmemektedir.  Ayetin doğru meali şöyle olacaktı;

Ahzab Suresi 52.ayet: Bunların ötesinde kadınlar sana helal değildir, ve eşlerinden her hangi birisini de onlarla değişemezsin. Güzellikleri senin ilgini çekse bile. Ancak yemin/sözleşmedeki  ile yetin. ALLAH her şeyi gözetleyendir.

Kur’an’da “eymanehum” ifadesi “yemin/sözleşme” anlamında geçmektedir. (2:224-2:225-4:33-5:53-5:89-5:108-6:109-9:12-9:13-16:38-16:91-16:92-24:53-35:42-58:16-63:2-66:2-68:39)

Kur’an’da köleleri azat edin diye birçok ayet mevcuttur.

Muhammed Suresi 4.ayet: Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınzda boyunlarını vurun. Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın. ALLAH dileseydi sizi savaş derdinden kurtarırdı; ancak O sizi böylece birbirinizle sınamaktadır. ALLAH yolunda öldürenlere gelince, onların yaptıklarını boşa çıkarmıyacaktır.

Yukarıdaki ayette savaş esirlerini fidye karşılığı veya karşılıksız serbest bırakılacağını söylüyor. Müslümanlar’a köle edinin demiyor. Yukarıdaki ayette “rikabi” kelimesini “boyun” diye çeviriyorlar. Böyle bir meal çevirisi yanlıştır. “rikabi” kelimesi Kur’an’da birçok yerde geçiyor. Kur’an’da geçtiği ayetlerde “gözetleme/kontrol” diye geçmektedir, “boyun” diye geçmemektedir. Ayetin gerçeği şöyle olacaktır;

Muhammed Suresi 4.ayet: Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınızda kontrol merkezlerini vurun. Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın. ALLAH dileseydi sizi savaş derdinden kurtarırdı; ancak O sizi böylece birbirinizle sınamaktadır. ALLAH yolunda öldürenlere gelince, onların yaptıklarını boşa çıkarmayacaktır.

Beled Suresi 11-12.ayet: Bilir misin nedir sarp yokuş? Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır.
Mücâdele Suresi 4.ayet: Azad edecek bir köle bulamıyan, cinsel ilişkiden önce üst üste iki ay boyunca oruç tutmalı. Buna güç yetiremiyen ise altmış yoksulu doyurmalı. ALLAH'a ve elçisine inanmalısınız. Bunlar, ALLAH'ın belirlediği sınırdır. İnkarcılar acı bir azaba mahkum olmuşlardır.
Nisa Suresi 92.ayet: İnanmış bir kişi, kaza hali hariç inanmış birisini öldüremez. Kim bir inananı kazara öldürmüşse inanmış bir köleyi salmalı ve ölenin ailesine diyet ödemeli. Ancak diyetten vazgeçip sadaka olarak kabul ederlerse başka. Öldürülen, sizinle savaş halinde olan bir topluluğa mensup bir inanan ise, o zaman inanan bir köleyi salmalısınız. Ancak, maktul aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise ailesine diyet vermeli ve inanmış bir köleyi salmalısınız. Kim (gerekli parayı veya salacağı bir köle) bulamıyorsa, ALLAH tarafından tevbesinin kabul edilmesi için iki ay aralıksız oruç tutmalıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.



Mücadele Suresi 3.ayet: Hanımlarına zihar yapıp sonra da kararlarından dönenlerin, ilişkiye girmeden önce bir köleyi serbest bırakmaları gerekir. İşte size, yapmanız gereken öğütleniyor. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Maide Suresi 89.ayet: ALLAH rastgele ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz. Ancak bile bile ettiklerinizden sizi sorumlu tutar. Yemininizi bozarsanız cezası, ailenize genellikle yedirdiğiniz yemeklerden on yoksulu doyurmak veya giydirmek veya bir köleyi salmaktır. Kim bulamazsa üç gün oruç tutmalı. Bu, bile bile ettiğiniz yeminlerinizin cezası. Yeminlerinizi tutun. ALLAH güzel karşılık veresiniz diye ayetlerini böyle açıklıyor.

Bakara Suresi 177.ayet: Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değil. İyiler o kimseler ki ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanırlar; akrabalara, yetimlere, muhtaçlara, yolda kalmışlara, dilencilere ve köleleri özgürlüğe kavuşturmaya seve seve para yardımında bulunurlar; namazı gözetir, zekatı verir, sözleştikleri vakit sözlerinde dururlar; zorluğa, sıkıntıya ve zulme karşı direnirler. İşte doğru olanlar onlardır, erdemli olanlar da onlardır.

Tevbe Suresi 60.ayet: Sadakalar, ALLAH'tan bir yükümlülük olarak, yoksullara, düşkünlere, bu konuda çalışan görevlilere, sempatizanlara, kölelerin özgürlüğü için, borçlulara, ALLAH yoluna ve yolda kalmışlara verilmeli. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

Nur Suresi 33.ayet: Evlenme imkanına sahip olmayanlar da, ALLAH kendilerini lütfuyla zenginleştirene kadar iffetli davransınlar. Evlenme yoluyla özgürlük belgesi almak isteyen esirleri -niyetleri dürüstse- özgürlüklerine kavuşturun. Ve ALLAH'ın size verdiği parasından onlara veriniz. İffetli olmak isteyen kızlarınızı, bu dünyanın geçici menfaatini arzulayarak fuhuşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa, o zaman ALLAH onların zorlandığını hesaba katar; O Bağışlayandır, Rahimdir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİNA

Nisa/Kadın Suresi 34.ayet (4:34)

Kur'an'da Kurban Kesmek Var Mıdır?