Tahrim Suresi 5.ayet(66:5)

Kur'an'da modernistlerin ve gelenekselcilerin farkı çevirdiği bir ayette 66:5 ayetidir. Bu iki çeviri şöyle: 

Geleneksel

Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. (Diyanet)

Modernist 

Sizi boşarsa, Efendisi ona, belki sizin yerinize sizden daha iyi, (Tanrı'ya) teslim olanlar, iman edenler, adayanlar, yönelenler, hizmet edenler, aktif olanlar, duyarlılar ve öncüler verir.(Edip Yüksel)

Yukarıdaki iki çeviriye baktığımız zaman bu kadar da farklılık olmaz diyoruz ama oluyor işte. Şimdi ayette ki kilit kelimelere bakalım: 

1-مُسْلِمَاتٍ

2-مُؤْمِنَاتٍ

3-قَانِتَاتٍ

4-تَٓائِبَاتٍ

5-عَابِدَاتٍ

6-سَٓائِحَاتٍ

7-ثَيِّبَاتٍ

8-اَبْكَاراً

Geleneksel ve modernist çeviriler ilk 5'ni hemen hemen aynı çeviriyor. Ancak 6'dan itibaren farklı çeviriler mevcut. İnşallah bunlardan hangisi doğru ona bakalım. 

Geleneksel çeviri سَٓائِحَاتٍ ifadesini oruç tutan kadınlar diye çevirmiş. Modernist çeviri ise aktif olanlar(dolaşanlar) diye çevirmiş. Ayette geçen ifade Kur'an'da 3 defa geçmektedir ve kelimenin kökü de سيح. Bu kelimenin faal vezni "seyyah" olur bu da sürekli seyahat eden kişiler için kullanılır. Bu ayet dışında diğer geçtiği yerlere baktığımız zaman sürekli dolaşın seyahat edin manasında. (9:2-9:112) Kısacası modernist çeviri bu ayette geçen bu kelimeyi doğru çevirmiş. Şuna da açıklama getireyim burada geçen seyahat edenler ifadesi dışarı çıkıp dolaşmak manasında değildir. Allah yolunda yapılan seyahat için kullanılır. Bunu da 9:112 ayetinden çıkarıyoruz. Ayetin ilk kısmının Arapçası şöyle:

اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ

Ayette geçen 6 kelime şunlar: 

-Tövbe edenler

-Kulluk edenler

-Hamt edenler

-Seyahat edenler

-Rüku edenler

-Secde edenler

Yukarıda geçen kelimelerin ortak noktası dini terim olarak kullanılmış olmasıdır. İşte bu ayete dayanarak seyahat edenler ifadesi de dini terim anlamını kapsar. O da Allah yolunda seyahat etmektir. Benim bu dediğimi gelenek bin küsür yıl önce görmüş ve söylemiş. Onlarda bu ayetlerde geçen seyahat edenler ifadesini dini bir seyahat olduğunu söylüyorlar ancak onlar bundan oruç tutanlar olarak anlıyorlar. Geleneğe göre oruç tutan bir kişi manevi alemde seyahat etmiş olur. Gelenekte bu düşüncesini rivayete dayandırıyor. Rivayete göre Peygamber şöyle demiş: Ümmetimin seyahati oruç tutmaktır. 

Ben tabi ki oruç tutanlar diye çevrilmesini doğru bulmuyorum. Çünkü Kur'an'da oruç tutanlar için "الصئمين" kullanılır. Ben Allah yolunda seyahat olarak anlıyorum. 


66:5 ayetinde farklı çevrilen ikinci kelime de ثَيِّبَاتٍ. Gelenek dul kadınlar diye çevirmiş. Modernist çeviri ise duyarlılar diye çevirmiş. Arapça sözlüğe baktığımızda bu kelimenin şu anlama geldiğini görüyoruz: 


Eşi ölen veya ondan boşanan kişi için kullanılır. Arapça sözlükler bu konuda apaçık. Kısacası bu kelimeyi gelenek doğru çevirmiş, modernist çeviri yanlış. "Duyarlılar" diye çeviren Edip Yüksel bu kelimenin duyarlılar anlamına geldiğini kanıtlasın. 


Son kelimemizde بكر. Bu kelime de Arapça dilinde "bakire, genç deve, sabah, öncü olan" anlamlarına gelmektedir. 


      Sabah

 Burada da öncü olan erkek anlamında kullanılıyor. 

Burada da bizim Türkçeye geçen anlamda olan erkekle cinsel ilişkiye girmeyen yani bakire kadın anlamında. 

Burada da genç deve anlamında kullanılmış. 

Herkes tarafından saygın sözlük kabul edilen Lisanul Arab sözlüğünden baktım. Bu kelimeyi gelenek ve modernist anlayışın çevirisi de doğru. İkisinin de sözlükte yeri var. Genel olarak ben 66:5 ayetini şöyle çeviriyorum:

66:5-Belki Rabbi ona sizden daha iyi olan eşlerle değiştirir ki onlar Müslüman kadınlar, mümin kadınlar, (Allah’a) itaat eden kadınlar, tövbe eden kadınlar, (Allah yolunda) seyahat eden kadınlar, dullar ve bakireler/öncüler verir. 
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİNA

Türkçe Meallere Eleştiri(2)

Kur'an'a Göre Namaz/Salat