Geleneğin Tevrat Bilgisi
Bu yazımda inşallah geleneğin Tevrat bilgisinden bahsedeceğim. Geleneğin Tevrat bilgisini bilmek için Kur'an'daki Tevrat'la bağlantılı bazı kıssaların geleneğin bakış açısını sunacağım inşallah. Kur'an ayetlerinin çevirilerinin hepsi bana aittir.
2:54-Hani Musa kavmine demişti ki: "Ey kavmim buzağı edinerek kendinize zulmettiniz. Yaratıcınıza tövbe edin, kendinizi/birbirinizi öldürün. Bu Yaratıcınızın katında sizin için daha iyidir. Sizin tövbenizi kabul etti. O tövbeleri çokça kabul eden ve çokça Şefkatlidir."
Günümüzdeki meallerin çoğu "kendinizi/birbirinizi öldürün" ifadesini ego/kibir şeklinde çeviriyor. Günümüzdeki meallerin bu çevirisi elbette ki yanlıştır. Yanlış çevirmelerin sebebi de kıt Tevrat bilgileri olmasıdır. Eğer yeterince Tevrat bilseler 2:54 ayetini yanlış çevirmezler. Şimdi de 2:54 ayetinin Tevrat'taki karşılığına bakalım:
Mısırdan Çıkış 32:27-29: Musa şöyle dedi: “İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, ‘Herkes kılıcını kuşansın. Ordugahta kapı kapı dolaşarak kardeşini, komşusunu, yakınını öldürsün.’ ” Levililer Musa'nın buyruğunu yerine getirdiler. O gün halktan üç bine yakın adam öldürüldü. Musa, “Bugün kendinizi RAB'be adamış oldunuz” dedi, “Herkes öz oğluna, öz kardeşine düşman kesildiği için bugün RAB sizi kutsadı.”
Şimdi de 2:54 ayetini geleneğin nasıl anladığına bir bakalım:
Taberi, özetle şunları nakletmektedir: İkrime, Abdullah b. Abbasın bu âyetin izahında şunları söylediğini rivâyet etmiştir: Mûsa, kavmine, rabbinin, birbirlerini öldürmelerine dair emrini bildirmiştir. Bunun üzerine buzağıya tapanlar saklanmışlar ve bulundukları yerlerde oturup kalmışlardır. Buzağıya tapmayanlar ise hançerleri ellerine alıp diğerlerini öldürmek istemişlerdir. Tam o sırada kendilerini şiddetli bir karanlık kaplamış onlar da karanlıkta birbirlerini öldürmeye girişmişlerdir. Karanlık kalktığında yetmiş bin kişinin öldüğü görülmüştür. Bu olay, öldüren için de, öldürülen için de bir tevbe idi.
Gelenek 2:54 ayetini doğru bir şekilde anlamış ancak Tevrat üç bin kişinin öldürüldüğünden bahsederken Gelenek yetmiş bin kişinin öldürüldüğünden bahsediyor. Özetle gelenek olayı doğru anlamış ancak verdiği sayısal veri yanlış.
28:25-O iki kadından biri utangaç şekilde yürüyüp onun yanına varınca kadın şöyle dedi: Bizim (hayvanlarımızı) suladığın için babam sana ücret vermek için seni çağırıyor. Ne zaman ki onun yanına varınca hikayeyi ona anlattı. Dedi ki: Korkma! Zalimler bulunan kavimden kurtuldun.
Gelenek yukarıdaki ayette geçen babanın Şuayb olduğuna inanıyor. Yani Musa'nın kayınbabasının Şuayb olduğunu söylüyorlar. Şimdi Tevrat'a bakalım bu geleneğin bilgisinin doğruluğunu test edelim:
Mısırdan Çıkış 18:1-4: Musa'nın kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitro, Tanrı'nın Musa ve halkı İsrail için yaptığı her şeyi, RAB'bin İsrailliler'i Mısır'dan nasıl çıkardığını duydu. Musa'nın kendisine göndermiş olduğu karısı Sippora'yı ve iki oğlunu yanına aldı. Musa, “Garibim bu yabancı diyarda” diyerek oğullarından birine Gerşom adını vermişti. Sonra, “Babamın Tanrısı bana yardım etti, beni firavunun kılıcından esirgedi” diyerek öbürüne de Eliezer adını koymuştu.
Yukarıdaki ayetten gördüğümüz gibi Geleneğin Musa'nın kayınbabası hakkında bildiği bilgi Tevrat açısından doğruluğu tartışmalı. Bazı kişiler Yitro isminin Arapça karşılığı Şuayb olduğunu iddia ediyor.
2:35-Dedik ki: Ey Adem sen ve eşin cennette otur. İkiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. İkinizde şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikinizde zalimlerden olursunuz.
Gelenek Adem'in kaldığı cennetin, ahiretteki cennet olduğuna inanıyor. Hatta bu cennete "cenneti huld(ebedi cennet)" demektedir. (Nesefi Tefsiri)
Şimdi de Tevrat'ın ilgili bölümüne bakalım:
Yaratılış 2:8-14: RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı. Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar. Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur. İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş sınırları boyunca akar. Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.
Yukarıdaki ayetlerden anlıyoruz ki Adem'in kaldığı cennet, yeryüzünde bulunan bir bahçe olduğunu anlıyoruz. Geleneğin bu bilgisi de yanlış olduğunu görüyoruz.
7:175-Onlara ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini oku: Ondan(ayetlerimizden) ayrılmıştı ve şeytan onu kendisine tabi kıldı ve haddi aşanlardan oldu.
7:176-Eğer isteseydik onu, ona(ayetlerimize) yükseltirdik. Ancak o yeryüzüne meyletti ve hevasına uydu. Onun durumu köpeğin durumuna benzer: Onun üstüne varsan dilini çıkararak solur, onu bıraksan da dilini çıkararak solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Hikayeyi anlat, umulur ki düşünürler.
Yukarıdaki iki ayette x kişiden bahsediliyor. Gelenek bu kişinin Bel'am olduğuna inanıyor. Bununla ilgili cumhurun ortak görüşü var:
-Abdullah b. Mes'uda göre bu kişi, İsrailoğullarından Bel'am b. Ebur isimli bir kimsedir.
-Abdullah b. Abbas, Mücahid ve İkrimeye göre bu kişi, İsrailoğullarından, Bel'am b. Bâûra ismli bir kişidir.
-Ali b. Abi Talha'nın Abdullah b. Abbas'tan Rivâyetine göre bu kişi, "Zorbalar" diye vasfılandınlan Ken'anîler'den Bel'am isimli biridir.
-Abdullah b. Abbas'tan nakledilen başka bir görüşe göre bu kişi Yemen halkından, Bel'am isimli biridir. -Abdullah b. Amr ve Kelbiye göre ise bu kişi Ümeyye b. Ebi es-Salt isimli kişidir. (Taberi tefsiri)
Son rivayet hariç diğer herkes Bel'am olduğu konusunda ittifak yapmış. Diğer tefsir kitaplarına bakarsak da müfessirlerin bu ayette bahsedilen kişinin Bel'am olduğuna inanıyor.
Çölde Sayım 22-23-24 bölümlerini okuduğunuz zaman 7:175 ve 7:176 ayetinden bahsedilen kişinin Bel'am olmadığını görüyorsunuz. Çünkü Bel'am Tanrı'ya karşı gelmedi. Bak: Çölde Sayım 22:38, Çölde Sayım 23:12, Çölde Sayım 24:12-13
12:10-Onlardan konuşan birisi şöyle dedi: "Yusuf'u öldürmeyin, Kuyunun derin tarafına atın. Kervanların bazısı onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız bunu yapın. "
Gelenek yukarıdaki ayette konuşan kişinin "Rubil" olduğunu söylemiştir. Ruben isminin Arapça karşılığı Rubil.
Yaratılış 37:21-22: Ruben bunu duyunca Yusuf'u kurtarmaya çalıştı: “Canına kıymayın” dedi, 22 “Kan dökmeyin. Onu şu ıssız yerdeki kuyuya atın, ama kendisine dokunmayın.” Amacı Yusuf'u kurtarıp babasına geri götürmekti.
Geleneğin 12:10 ayetindeki bilgisi Tevrat açısından doğru olduğunu görüyoruz.
Bu ayetlere dayanarak geleneğin Tevrat bilgisine on üzerinden beş veririm.
Yorumlar
Yorum Gönder