Nisa Suresi 24.ayet(4:24)
Kur'an'da 4:24 ayeti tartışmalı bir ayettir ancak teknik bir konu olduğu için gündeme gelmez. İnşallah bu yazımda 4:24 ayetinde tartışılan konudan bahsedeceğim. İlk önce konuyu anlamak için bir kavramdan bahsetmem gerekir. Kavramın adı "muhsanat" tabiri. Bu kelime aslında "korunmuş kadınlar" demektir ama yerine göre özgür ve evli kadınlar içinde kullanılır.
Geleneksel çeviri: (Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı... (Diyanet)
Modernist çeviri: Yeminlerinize/anlaşmalarınıza sahip olanlar hariç, korunmuş/iffetli kadınlara gelince bunlar, ALLAH'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır... (Edip Yüksel)
Yukarıdaki iki çeviri de birbiriyle çelişiyor. Geleneksel çeviriye göre Allah "muhsenat" olan kadınlarla evlenmeyi yasaklarken, Modernist çeviri tam tersi Allah'ın "muhsenat" olan kadınlarla evlenmeyi helal kılmıştır ve bunları bize yazmıştır.
Burada bir çıkmaz mevcut. Bu çıkmazın sebebi de ayetin Arapçasıdır. 4:24 ilk cümlesi gibi Arapçada öyle bir cümle normalde kurulmaz. Ayet isim cümlesidir. Arapçada isim cümlesinde mübteda ve haber olur ancak ayette haber yok. Gelenekte bu sorunu çözmek için iki şey yaptı:
1-)Ayetin başındaki "vav" harfini ibtidai olarak değil de atıf olarak anladılar.
2-)Bir önceki ayette geçen "حُرِّمَتْ(haram kılındı)" ifadesini bu ayetin başına getirerek, isim cümlesi olan ayeti fiil cümlesi yaptılar ve böylelikle ayete haber eklemiş oldular.
Gelenek bunu yaparken Kur'an'da çelişki oluşturmuş oldu. Bu çelişkide şu: Geleneğe göre 4:24 ayetinde muhsenat olan kadınlarla evlenmek haram kılındı diye anlıyor. Bir sonraki ayette ise tam tersi Allah bizi ilk başta muhsenat kadınlarla evlenmemizi söylüyor. Eğer muhsenat kadınlarla evlenmeye gücümüz yetmiyor ise fetalarla(cariyelerle) evlenmemiz gerektiğini söylüyor.(4:25) Burada bir çelişki var. Gelenekte farkında burada çelişki olduğunu. Gelenek bu çelişkiyi şöyle çözüyor: 4:24 ayetinde geçen "muhsenat" kelimesi evli kadınları kapsar. 4:25 ayetindeki "muhsenat" kadınlar ise özgür kadınlardır. Yani gelenek 4:24 ve 4:25 ayetinde kullanılan iki aynı kelimeyi birbirinden farklı anlamlar vererek çözüyor. Tefsir usulünde buna "vücuh" denilir.
Modernist anlayış ise buna karşı çıkıyor ve geleneğin Kur'an'da çelişki oluşturduğunu söylüyorlar. Modernistler ise ayeti şöyle anlıyorlar: 4:24 ayeti ile 4:23 ayeti birbirinden bağımsız. 4:24 ayetinin başındaki vavı da ibtidai olarak anlıyor. Kısacası 4:24 ayeti tek başına müstakil bir ayet. 4:23 ayetiyle bir bağlantısı yok diyorlar.
Modernistler de üç yerde hata yapıyorlar:
1-)4:24 ayetini 4:23 ayetinden bağımsız kabul edersek ayette gramer hatası var demektir. Çünkü isim cümlesi için iki gerekli şey mübteda ve haber olmasıdır. Ayette haber yok.
2-)Arapçada اِلَّا istisna edatı cümlenin sonuna koyulur. Cümle de bir yargı belirtilir ve eğer istisna belirtilecek ise cümlenin sonuna doğru اِلَّا istisna edatı getirilir. Modernistlerin anlayışına göre ayeti anlamaya kalkarsak ayette bir kez daha gramer hatası olmuş oldu. Çünkü اِلَّا istisna edatı cümlenin sonuna doğru değil cümlenin başına gelmiş. Bu dediğimi iyi anlamak için basit bir örnek vereyim:
لا اله الا الله bakın kelime-i tevhitte اِلَّا istisna edatı yargı belirtildikten sonra gelmiş. Yani cümlenin sonuna doğru.
İlah yoktur, Allah hariç.
3-)Modernistlerin dediği şekilde olsaydı ayetin Arapçası böyle olacaktı:
كتب الله عليكم المحصنت من النساء الا ما ملكت ايمنكم
"Yeminlerinizle sahip olduklarınız hariç Allah size kadınlardan muhsan olanları size yazdı."
Ben 4:24 ayetini geleneğe yakın anlıyorum. Çünkü 4:24 ayetinin üçüncü cümlesinde وَاُحِلَّ لَكُمْ مَا وَرَٓاءَ ذٰلِكُمْ "bunların dışında kalanlar ise size helal kılındı" diyor. Demek ki haram kılınanlar 4:24 ayetiyle devam ediyor.
Selam. Rab bilgimizi artırsın.
Yorumlar
Yorum Gönder